Kalp Sağlığı Haftası dolayısıyla AFSÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Serkan Gökaslan, kalp sağlığı konusundaki sorularımızı cevaplandırdı.
Kalp sağlığının korumanın önemini anlatır mısınız hocam?
Sağlıklı bir kalp, kaliteli ve dinç bir yaşamın temelidir. Kalp ve damar hastalıkları, dünya genelinde en sık görülen ölüm sebebi olup küresel ölçekte, uzun bir süre daha bu özelliğini korumaya devam edeceği tahmin edilmektedir.
Dünya’da 300 milyondan fazla kişi kalp hastalığı ile yaşamakta, 2 milyardan fazla kişi ise kalp hastalığı riski taşımaktadır. Ülkemizde de 2022 yılı verilerine göre ölümlerin %35,4’ü dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklanmaktadır. Bu ölümlerin yaklaşık üçte birinden fazlası 70 yaş altında görülmektedir. Bu nedenle kalp sağlığını korumak, sadece yaşlılarda değil gençlerde de kaliteli ve sağlıklı bir yaşam için büyük önem taşımaktadır.
Kalp hastalıklarının belirtileri nelerdir ve kimler risk altındadır?
Kalp hastalıklarının, oluşma şekline bağlı olarak belirtileri de farklılık göstermekle beraber göğsün orta kısmında baskı, yanma, ağrı ve sıkışma hissi önemsenmeli ve bu belirtilerin görülmesi halinde koroner damar hastalıkları açısından zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
Ritim bozukluğunun en sık belirtisi, kalp atışlarının düzensiz ve hızlı olduğunun hissedilmesidir. Bunun yanında baş dönmesi, bayılma hissi de kalpteki ritim bozukluklarının belirtileri arasında yer alır.
Kalp hastalıklarının yaygın olarak görülen diğer belirtiler olarak çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi ve ani gelişen bilinç kaybı sayılabilir. Kişinin egzersiz esnasında çabuk yorulması, bitkinlik hâli ve vücutta oluşan ödem gibi belirtiler de kalp hastalıklarına işaret edebilir.
Kalp hastalıkları genellikle genetik faktörler, yaşlanma, obezite, tütün kullanımı ve stres sebebiyle ortaya çıkar. Aile bireylerinde kalp hastalığı öyküsü bulunan kişilerde kalp hastalıklarının görülme oranı yüksektir. Özellikle yağlı ve tuzlu, sağlıksız beslenme şekli, yüksek tansiyon, kolesterol ve diyabet gibi kronik hastalıklar ve hareketsiz yaşam kalp hastalıklarına zemin hazırlar. Yaşlanma ile kişide kalp rahatsızlıklarının görülme riski artmakla beraber, erkekler kadınlara oranla daha genç yaşlarda kalp hastalığı eğilimi gösterir.
Kalp Sağlığımızı korumak için önerileriniz nelerdir?
Fazla tuz tüketimi, ülkemizde ne yazık ki dünya ortalamasının yaklaşık üç katı seviyesindedir. Kalp damar hastalıklarının başlıca sebeplerinden olan hipertansiyona yol açtığından, tuz tüketiminin günde bir çay kaşığını geçmeyecek şekilde azaltılması önemlidir.
Kalp sağlığı için günlük diyetteki yağ oranını azaltırken özellikle oda sıcaklığında katı olan doymuş yağlardan kaçınmak ve onların yerine oda sıcaklığında sıvı olan, çoğunlukla bitkisel kaynaklı doymamış yağları günlük beslenmemize dâhil etmek önem arz etmektedir.
Benzer şekilde, beslenme alışkanlıklarımızda şeker tüketimini azaltmak, lif açısından zengin sebze ve meyvelerden yararlanmak, kalp hastalıklarının önlenmesinde etkilidir. Sigara ve alkol tüketiminin bırakılmasının yanında haftada en az beş gün, 30 ile 45 dakika tempolu yürüyüşler de kalp sağlığı açısından faydalı egzersizlerdir.
Üniversitemizde bu alanda yapılan uygulamalar nelerdir bahseder misiniz?
AFSÜ Uygulama ve Araştırma Merkezine bağlı olarak 2020’de Kalp Merkezi ruhsatı alan kliniğimizde koroner damar hastalıklarının tanısı ve tedavisi için her yıl binin üzerinde anjiyografi ve koroner damarlara balon ve stent uygulaması yapılmaktadır. Bununla beraber bütün ritim bozukluklarının tanı ve tedavisi de elektrofizyolojik uygulama ve ablasyon yöntemleri ile AFSÜ’de yapılabilmektedir.
Kalp kapağında darlık olan hastalara balon ile genişletme, kalp deliğini anjiyografik olarak kapatma tedavisi ve ameliyatsız kalp kapağı değişimi gibi üst düzey tedavilerin uygulandığı merkezimizde, Kalp ve Damar Cerrahisi kliniğimiz tarafından tüm kalp damar cerrahisi ameliyatları da yapılabilmektedir.
Serkan Gökaslan kimdir?
Isparta doğumlu Serkan Gökaslan, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 2004 mezunu olup 2010’da Kardiyoloji Uzmanı olmuştur. Afyon Kocatepe Üniversitesinde Yardımcı Doçent olarak 2017’de göreve başlayan Gökaslan, 2020’de doçent unvanını almıştır. Halen AFSÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalında öğretim üyesi ve AFSÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde başhekim yardımcısı olarak görevini sürdürmektedir.





